'Dilan Polat' güzellik salonu açmak isterken dolandırıldı

'Dilan Polat' güzellik salonu açmak isterken dolandırıldı
BAĞCILAR'da 'Dilan Polat' markası altında franchise usulü güzellik merkezi açmak isteyen Erdener Aktaş'tan isim hakkı için iddiaya göre 18 milyon lira istendi.

Aktaş mali yükümlülüklerini yerine getirmek için Polatlara 13 milyon 350 bin lira değerinde 13 çek keserken, 3 milyon lira da elden nakit para verdi. Bu sırada başlatılan operasyonlarda Dilan ve Engin Polat çiftinin gözaltına alınıp tutuklanması sonrasında Erdener Aktaş çeklerini geri alamadı. Verdiği çeklerin başkalarına ciro edildiğini öğrenen Aktaş dolandırıldığını öne sürdü. Soruşturma kapsamında Polat çiftinin şirketlerine kayyım atanmasıyla Aktaş yaklaşık 17 milyon lira yatırım yaptığı şubeyi de açamadı. Çekleri ciro edilen kişiler ise Aktaş hakkında haciz işlemi başlattı. İki dairesi, iki aracı, Beyazıt'ta bulunan dükkan hisseleri de haczedilen Aktaş, Engin Polat'ın babası Sezgin Polat tarafından uzlaşma için çağırıldı. Aktaş'tan sorunun çözülmesi için 4 milyon lira daha istendi. Bunun üzerine Aktaş, Dilan Polat, Engin Polat, Sezgin Polat, Avukat Sevinç Horoz ve aracı olan 1 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu. Dolandırıldığını söyleyen Aktaş, "Yaklaşık 2 sene oldu. Artık hiç açamadığımız dükkanı kapatıp çıkıyoruz bu işin içinden. Buradaki mülk sahiplerimiz bile onlardan daha vicdanlı çıktı. Bizi hiç tanımayan insanlar, olan borçlarımızı sildi. Artık anahtarı da vereceğiz; verecek bir şeyimiz de yok zaten" diye konuştu.

İşletmeci Erdener Aktaş, iddiaya göre Bağcılar'da 'Dilan Polat' markası altında bir güzellik merkezi açmak için yaklaşık 17 milyon lira yatırım yaptı. Şube henüz faaliyete geçmeden, sistemin ilerideki mali yükümlülüklerini karşılamak amacıyla Polat ailesine çek verdi. Ancak Polat ailesinin gözaltına alınması ve şirketlerine kayyum atanması üzerine şube işletmeye açılamadı. Aktaş'ın verdiği bu çekler ise iade edilmeyerek başka ticari işlemlerde kullanıldı.

'ÇEKLERİ GAYRİMENKULLERİN ÖDEMESİNDE KULLANDILAR'

İddiaya göre Polat ailesi, sözkonusu çekleri Sultanbeyli'deki bazı gayrimenkullerin ödemesinde kullandı ve çekler Aktaş'ın hiç tanımadığı kişilere ciro edildi. Böylece Aktaş, kendisine ait çekler üzerinden haciz davalarına maruz kaldı. Aktaş, bu süreçte hem mal varlığının önemli bölümünü kaybetti hem de Polat ailesinden muhatap bulamadı. Polat ailesinin kayyum altındayken çeklerin piyasaya sürülmesinin hukuksuz olduğunu savunan Aktaş, ayrıca Polat ailesinin cezaevinden çıktıktan sonra da 100'e yakın şube sahibinden 'İtibar düzeltmek' için para toplandığını ileri sürdü. Bu paralar, haber sildirme ve röportaj ayarlama vaadiyle avukatın hesabına gönderildi, ancak vaatlerin hiçbiri gerçekleşmedi.

'HİKAYEMİZ MAĞDURİYETLE BAŞLADI DOLANDIRICILIKLA DEVAM ETTİ'

Yaşadıklarını anlatan Erdener Aktaş, "Dilan Polat Bağcılar şube sahibiyim. Açılmayan bir şubenin sahibiyiz bu arada. Hikayemiz mağduriyetle başladı, dolandırıcılıkla devam etti. Biz bu arkadaşlarla masaya oturana kadar gayrıresmi sözleşmeler, gayrıresmi anlaşmalar yapacağımızdan haberimiz yoktu. Biz oraya gittiğimizde Engin Polat'ı bekliyorduk. Çek defterlerimizi aldık gittik. Paramızı götürdük ve bunların karşılığında ne bir makbuz, ne bir fotokopi hiçbirşey alamadık. Bize 34 sayfa sözleşme imzalattırıldı. Daha sonra içeriden Dilan Polat A.Ş. adına düzenlenen sayfa görselleri geldi. 10 sayfası bize verildi. Ödemelerle alakalı hiçbir görsele ulaşamadık. Verdiğimiz çeklerin fotokopilerini bile alamadık. Daha sonra bu davaya dahil ettiğimiz çek görsellerine de arkadaşlar bize bir başkası üzerinden haciz davası açıp da tekrar bizden para koparmaya çalıştıklarında ulaşabildik" dedi.

'KONKORDATODAN ÇIKTIM ÇÜNKÜ ENGİN POLAT'A GÜVENDİM'

Engin Polat tarafından verilen sözlerin tutulmadığını belirten Aktaş, "Her zaman biz şunu savunduk. Sürece girdiğimizde ticaret, kayıplar olabilir, hiç sorun yok, bekleriz. Zaten içeriden arkadaşlar bize çok talimat yolladılar. 'Bekleyin, biraz daha sabredin, biz mağduriyetlerinizi gidereceğiz, size destek olacağız, hiçbir sorun yok' derken içeriden çıktı arkadaşlar. Engin Polat'ın yanına gittik. Ben tabii bu süreci atlatmak adına şirketime konkordato almıştım. Engin Polat ile görüştükten sonra ben konkordatodan çıkış yaptım ona güvenerek. Çünkü çeklerimiz gelecek, biz normal hayatımıza devam edeceğiz. Çünkü o çekleri ödeyemezdik. Hiç açılmayan bir şubeden bahsediyoruz. Biz yaklaşık 15-16 milyon lira arasında bir para yatırarak, işin finalinde burayı bu hale getirdik. Sonra da zaten açılışa 5 gün kala içeri girdiler. Engin Polat bizim görüşmemizden sonra, söz verdiği tarihte çekler gelmeyince zaten sonra biz bir daha cevap alamadık. Arkadaş bizi engelledi" şeklinde konuştu.

'SEZGİN POLAT BİZİ TANIMADIĞIMIZ BİR İNŞAATÇININ MASASINA OTURTTU'

Engin Polat'a bir daha ulaşamayınca Sezgin Polat ile görüştüklerini dile getiren Aktaş, "Sezgin Polat da akabinde bizi hiç tanımadığımız birinin masasına davet etti. Bir inşaat firması. Sultanbeyli'deki dükkanlarını arkadaşlarından satın almışlar. Hatta o dükkanla ilgili şöyle bir şey de var; 35-36 lira milyonluk bir dükkanı, reelde 8 milyon lira gibi gösterip bizim çekleri de zaten bize gayri resmi çevirtmişlerdi. Gayri resmi olan çeklerle dükkanın kalan paralarının ödemelerini yapmışlar. Çeklerimiz hiç tanımadığımız adamda çıkmış" ifadelerini kullandı.

'SÜRECİN BAŞINDA ZATEN TABELA LEKELENDİ, İSİM LEKELENDİ'

Aktaş, "Daha sonra arkadaşlarla anlaşmaya çalıştık ama Sezgin Polat'ın tavrı şuydu. 'Kardeşim biz sana 7-8 milyonu ayarlayabiliyoruz ama kalan 4-5 milyonu da senin vermen lazım.' Yani biz anlam veremiyoruz. Biz niye para veriyoruz. Biz hangi parayı vereceğiz. Zaten bizim herşeyimiz gitti. Herşeyimizi yapmıştık, herşeyimizi ayarlamıştık ama açamadık. Sürecin başında zaten tabela lekelendi, isim lekelendi. İnsanlar resmen saldırıyordu bize. Biz tabelamızı da zaten indirdik. Yani o süreçte tabelayı tutamadık bile. İnsanların tavırları, eşimiz dostumuz, ortaklarımız bize sırt çevirdi, banka hesaplarımız kapandı. Bütün gücümüzü kaybettik zaten. Olan sermayemiz de zaten arkamızı toplamaya yetmedi bile. Şu anda soruşturmamız açıldı. Ben bütün görselleri de verdim" dedi.

'4 MİLYON LİRA DAHA İSTEDİLER'

Bu süreçte Sezgin Polat ile üç kez görüştüğünü ifade eden Erdener Aktaş, "Üçünde de bizi pazarlık yapmak için çağırmışlar. Biz de bir umut 'Artık derdimiz çözüldü, sıkıntımız bitti' diye giderken, hala 4 milyon liradan aşağı bu insanları düşüremedik. Bizim verecek bir liramızın bile olmadığını söyledik. Üçüncü görüşmeden sonra Sezgin Polat da bizi engelledi. Yani arkadaş orada tavır yapıyor ki, biz o parayı götürmek zorunda kalalım. Bize söylediği de şu, 'Sen bu işi çözmek istiyorsan bu parayı da getireceksin.' Benden, Dilan Polat A.Ş. adına aldığı çekleri kayyumdan habersiz dışarıda tahsil etmek için hala para bekliyorlar. Sen zaten kayyum yönetimindesin, ben zaten mağdurum, sen hala benden para bekliyorsun. Üstelik bu para 10 bin lira, 100 bin lira değil; 4 milyon lira gibi bir rakamdan bahsediyoruz" diye konuştu.

'KALAN İKİ DAİREM VAR ONLAR DA HACİZLİK'

Aktaş, "Peki bu çek görsellerine nereden ulaştık. Kalan tapularımıza ve mallarımıza da haciz geldiği için baktık, diğer şahıs, oturttukları şahısın ismi. Arkada bir baktık, Sezgin Polat ciroları. Bu zamana kadar bu ilişkiyi ispatlayamadığımız, sözleşmeleri alamadığımız, makbuzlarımızı ve çek görsellerimizi alamadığımız için bu davaya giremedik. Mecburen beklemek zorundaydık. Şu an kalan iki dairem var, onlar hacizlik. Bankaların borçlarını kapatamıyorum; çünkü bankaların borçlarını kapatırsam ikinci alacaklı Sezgin Polat. Hala benim ne çeklerimi veriyor ne davayı durduruyor. Diğer arkadaşıyla beraber şu an tapularımda haciz var; faiz de işlemeye devma ediyor. E-5'TE poloiğs çevirdi. Aracın bağlaması var dediler.Biz şoke olduk. Mağduriyetle başladık dolandırıcılıkla devma ediyor." ifadelerini kullandı.

'BU HAFTA SON HAFTAMIZ; ANAHTARI VERİP ÇIKIYORUZ'

Aktaş, tüm umutlarına rağmen şubeyi açamadıklarını ve muhatap bulamadıklarını belirterek "İki günden beri bizim telefonlarımız susmuyor. Bu arkadaşlar bize 'Etkileşim için mi yapıyorsunuz. Bunlara gerek yok.' diyorlar ama biz hiç muhatap bulamadığımız için hakkımızı yasal olarak arıyoruz, hak var adalet var sonuçta. Biz, dilekçemize yazdığımız, girdiğimiz konuların hiçbirinin altını boş bırakmadık. Hepsini somut delillerle, konuşmalarla, çek görselleriyle, hacizlerle belgeledik. Duyulsun bu işler. Ben bakıyorum yargılandıkları davalar var. Bir tahliye alıp beraat ettiklerini zannediyorlar. Beraat diye birşey yok. O davaların hepsinde aldıkları cezalar var. Çıkan sonuçlar var, devam eden davalar var. Yaklaşık 2 sene oldu. Hiçbir muhatabımız kalmadığı için artık hiç açamadığımız dükkanı kapatıp çıkıyoruz bu işin içinden. Buradaki mülk sahiplerimiz bile onlardan daha vicdanlı çıktı. Bizi hiç tanımayan insanlar, olan borçlarımızı silip, artık anahtarı da vereceğiz; verecek birşeyimiz de yok zaten. Anahtarı da verip çıkıyoruz, bu hafta da son haftamız" diye konuştu.

'CEZAEVİNDEN ÇIKTIKTAN SONRA ŞUBELERDEN PARA TOPLADILAR'

Polat çifti cezaevinden çıktıktan sonra Whatsap grubu kurulduğunu ve 'İtibar düzeltme' adı altında para toplandığını iddia eden Erdener Aktaş, "Yaklaşık 100'e yakın bir şubeyi topladılar oraya. Zaten 15-20 şube direkt kapatmıştı, direkt batmıştı dava sürecinde. Dilan Hanım çıktı, Engin Bey çıktı. Şöyle bir organize yaptıklarını söylediler bize, 'Hakkımızda çıkan kötü haberleri sildirmek için bir ajansla anlaştık. Tabii bu ajanslar legal ajanslar değil. Hakkımızda çıkan kötü haberleri sildireceğiz, ulusal kanallarda röportaj vereceğiz, adımızı temizleyeceğiz. Ne kadar insanlara kendimizi iyi gösterirsek o kadar güzel olur ve bunu paradan başka hiçbirşeyle yapamıyoruz. Şubeler olarak hep beraber elele verelim, bu parayı toplayalım. Bizim para durumumuz yok, imkanımız yok. Bu parayı toplayalım' dediler. İnsanlar da bir umut, biz de öyle bu paraları attık ve bu paralar avukatları Sevim Çoroz'un hesabına gitti. Bize, 'Masraf avansı yazdırmamız gerekiyor, daha sonra uğraşmayalım, başımıza iş gelmesin' denildi. Yazılarda zaten bunlar gruplarda yazıyor ve işin sonunda ne bir röportaj geldi, ne bir haber silindi Biz 11 Ekim'de paraları toplayıp atmışız. 19 Ekim de şubelerin en son muhtaap alındğığı tarih. Dilan Hanım'ın ikinci şarkısı çıktı. Daha sonra dedik ki 'Herhalde paraları biz bu yüzden attık'. Bu da Sevinç Horoz aracılığıyla yapıldı" ifadelerini kulland

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.